Başarıya Giden Yol Acıdan Geçer

 

Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı son zamanlarda okuduğum en eğlenceli ve öğretici kişisel gelişim kitaplarından biriydi. Kitabın yazarı Mark Mansın, sürekli pozitif kalıp olumlu düşünerek başarıya ve mutluluğa ulaşmanın yollarını tarif etmenin aksine, mutsuzluğun ve tatminsizliğin insan doğasının bir parçası olduğunu ve başarıya ve mutluğun giden yolun bunu kabullenmekten geçtiğini anlatıyor.

Kitaptan öğrendiğim önemli şeylerden biri, hayatta başarıya ve mutluluğa ulaşmanın mücadeleden geçtiği. Mücadele edecek doğru alanları seçmek ve geri kalan şeyleri de kafaya takmamayı öğrenmek çok önemli. Doğru seçimi yapmak için önce hayattan ne istiyorsun sorusunu cevaplamak gerekiyor. Bu soruya mutlu bir hayatım, mükemmel bir ailem ve sevdiğim bir işim olsun gibi genel bir cevap vermek bir anlam ifade etmiyor. Herkes zengin olmayı,  güzel bir sevgiliye sahip olmayı, güzel görünmeyi ve mükemmel bir kariyere sahip olmayı ister. Bunları istemek işin kolay tarafı. Asıl soru hangi acıya katlanabildiğiniz ve hangi mücadeleye hazır olduğunuz. 

Örneğin herkes bir plazanın en üst katında manzaralı bir ofiste oturmayı ve ay sonunda hesabına tonla para yatırıldığını görmeyi ister. Fakat haftada atmış saat çalışmaya, sonu gelmeyen toplantılara girmeye, yöneticilerinin talepleri ve kendisine bağlı çalışanlarının problemleri ile uğraşmaya çok az insan katlanabilir. Herkes fit bir vücuda sahip olmak ve bir film yıldızı gibi görünmek ister fakat çok az sayıda insan spor salonunda saatlerini harcamaya katlanabilir ya da hamburger, patates yiyip yanında bira içmek yerine, tavuklu salata yiyip yanında soda içmeyi tercih eder.

Mutluluk ve başarı mücadele gerektirir, mutluluğa giden yolda acı vardır. Depresyon, fazla kilolar, iş yerindeki yönetici ya da sizi üzen sevgiliniz, problem ne olursa olsun çözüm problemi görmezden gelmekte değil; kabullenmekte ve bir şeyler yapmaya çalışmakta.

Başarıyı giden yolda neden keyif aldığımız önemsiz bir soru, asıl önemli olan soru hangi acıya ve mücadeleye sürekli olarak katlanabildiğimiz. Başarıya ulaşan insanlar ödülü en çok isteyenler değil; mücadeleye ve acıya en çok katlanabilenlerdir ve başarıya giden yolda sürekli yürüyebilenlerdir. 

Kariyer basamaklarında en tepeye tırmananlar uzun çalışma saatlerine katlanabilenler ve şirketteki politik mücadelelerden keyif alanlardır. Spor salonunda saatlerini harcamaktan ve tatsız tuzsuz yemeklerden keyif alanlar manken gibi vücutlara sahip olanlardır. Başarıyı belirleyen mücadeledir. Hayat bir mücadeledir ve her mücadele bir yenisini doğurur. Hayat durmadan yürümeyi gerektiren bir yoldur ve keyif hedefte değil yolun kendisindedir.

Kişisel Öğrenme Planı Hazırlama

Kişisel Öğrenme Planı Hazırlama

Kariyer Gelişiminizi Kontrol Edin

Çağımızda iş yaşamında başarı için eğitimin önemi tartışılmayacak kadar büyük. Bir çok aile çocuklarının eğitimi için ilkokuldan üniversiteye kadar önemli ölçüde para ve emek sarf ediyor. Eğitimin profesyonel ve kişisel gelişim açısından vazgeçilmez bir unsur olduğu herkes tarafından kabul edilmiş bir gerçektir. Fakat üniversiteden mezun olup bir şirkette çalışmaya başladığında yaptığı işle ilgili üniversitede pratik ya da teorik hiçbir şey öğrenmemiş olduğunu farkedenlerin sayısı da oldukça fazla. Bazı şirketler işe aldıkları personellerin bilgi ve becerilerini içerde ve dışarda organize ettikleri eğitim programları ile arttırmayı hedeflerken, bazı şirketler de tecrübe ve bilgi anlamında kendilerini geliştirmiş kişileri diğer şirketlerden kadrolarına transfer etme yoluna gitmektedirler. 

Her iki durumda da profesyonel gelişimlerini yönetebilen; doğru bilgi ve becerileri elde eden kişiler kariyerlerinde daha hızlı ilerlemektedir. 

Birkaç basit adımı takip ederek siz de profesyonel gelişiminizi yönetebilirsiniz. 

1-) Bakış Açınızı Gözden Geçirin

Stephan Covey, Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı kitabında, Proaktif bakış açısı ile reaktif bakış açısını karşılaştırır. 

Reaktif bakış açısına sahip kişiler doğuştan gelen yeteneklerin başarıyı belirlediğine inanırlar. Eğtim hayatları boyunca ya da iş yerlerinde kendilerine öğretilenlerin ötesine geçmeye çalışmazlar. Ya durumu kabullenip hiçbir şey yapmazlar ya da hayatları boyunca şikayet ederler. 

Proaktif bakış açısına sahip insanlarsa iş yerinde ya da üniversitede onlara öğretilenlerin, zekanın ya da yeteneğin bir başlangıç noktası olduğuna inanırlar. Proaktif bakış açısına göre başarıyı emek, öğrenme ve yaklaşımlarımız belirler. 

Proaktif bakış açısı ile karşılacağınız engellerle umut ve özgüvenle mücadele etmeyi gerektirir. Başlangıç olarak gelişime açık yönleriniz üzerinde çalışabilirisiniz. Bunun için de güçlü ve zayıf yönlerinize odaklanmalısınız ve iş hayatınızı ve mevcut durumunuzu ileriye götürmek için kararlı olmalısınız. 

Örnek olarak kişisel SWOT Analizi yapmak güçlü yönlerinizi (Ör: Açık iletişim) ve zayıf yönlerinizi (Ör: Yabancı dil) değerlendirmenizde fayda sağlarken beraberinde bazı fırsatları ( Ör: Seminerler, Yurtdışında dil eğitimi) ve tehditleri (Hızla gelişen teknoloji) de tespit etmenize olanak sağlayacaktır. 

Çalıştığınız iş yeri öğrenme kültürünü desteklesin ya da desteklemesin; proaktif bakış açısına göre kariyer gelişiminizin sorumluluğunu kendiniz almalısınız.

Aşağıdaki maddeleri değerlendirmeniz fayda sağlayacaktır: 

  • Mevcut Bilgi ve Becerileriniz; Mevcut rolünüz için yeterli mi? Ekibinizin ya da İş yerinizin öncelikleri ile örtüşüyor mu? İş tanımınızı gözden geçirmek kritik sorumluluklarınızın farkına varmak için faydalı olabilir. Yöneticiniz ile hemfikir olduğunuz hedefler neler? Neyi daha iyi yapabileceğinizi kendi kendinize dürüst bir şekilde sorgulayın.
  • Geçmiş Bilgi ve Becerileriniz; Geçmişte kullandığınız bilgi ve becerilerinizden size yardımcı olabilecek olanlar neler? Bu bilgi ve beceriler paslanmış mı, bunları nasıl tekrar geliştirebilirsiniz? 
  • Gelecekteki Bilgi ve Becerileriniz; Kapatmanız gereken bilgi ve beceri eksikleriniz neler? Kendinizi değerlendirmek için bazı Öz Değerlendirme Testlerini uygulamanız ya da güvendiğiniz birinin (belki bir mentör ) görüşlerini almanız faydalı olacaktır. Bilgi, beceri, tecrübe, yaklaşım ya da davranışsal olarak çalışma arkadaşlarınızla kendinizi karşılaştırmaya çalışın. Kendinizi ekip arkadaşlarınızın, müşterilerinizin ve hatta tedarikçilerinizin yerine koyarak, ne tür bilgi ve becerilerin onlar için faydalı olacağını belirlemeye çalışın. 

2-) Kişisel Öğrenme Planınızı Tasarlayın

Bilgi ve becerilerinizi gözden geçirip hedefleriniz belirledikten sonraki adım tabiiki bu hedeflere ulaşmaya çalışmaktır. Bu noktada kendiniz için bir Öğrenme Planı yapabilirsiniz. Öğrenme planı basit olarak üniversitedeki ders programına benzetilebilir. Öğrenme planınızın kapsamını ihtiyaçlarınız ve hedefleriniz belirleyecektir fakat SMART Modeline (Specific – Belirli, Measurable – Ölçülebilir, Achievable – Başarılabilir, Relevant- Amaca hizmet eden, and Time Bounded- Takvime bağlı) uyumlu olması çok önemlidir. Becerilerinizi geliştirirken sistematik bir yaklaşım göstermelisiniz. İhtiyaç duyduğunuz noktada ilgili becerileri kazanmış olmalısınız. 

Örnek vermek gerekirse: 

  • İngilizce’mi geliştireceğim (Öğrenme Hedefi). Bu şekilde yabancı müşterilerle görüşürken kendimi daha iyi ifade edeceğim (Neden bu şekilde bir hedef seçtim). 
  • İngilizcemi geliştirmek için İngilizce kursuna yazılacağım; haftada bir tane İngilizce kitap okuyacağım; ‘How I met your mother’ dizisinden orijinal dilinde ve İngilizce altyazılı olarak her hafta bir bölüm izleyeceğim vs…(Yöntem ve strateji).
  • TOEFL’dan 100 puan aldığım zaman İngilizcemi geliştirmiş olacağım (Ölçülebilirlik).
  • Ağustos 2019 tarihinde İngilizcemi geliştirme hedefini tamamlayacağım. Mevcut İngilizce seviyem Upper Intermediate. Ocak 2019 yılında İngilizce kursunun Advanced seviye sınıfına geçeceğim. Ağustos 2019 tarihinde de TOEFL’dan 100 puan almış olacağım (Zamanı belirli hedef). 

Uzun vadeli bir hedefi küçük adımlara bölerek gerçekleştirmeye çalışmak genellikle daha faydalı olacaktır. Uzun vadeli hedeflerinizi küçük adımlara bölmek ve Hedef Belirlemenin Temel Kurallarını uygulamanız hem odaklanmanızı kolaylaştıracak hem de başarı şansınızı arttıracaktır. Eğer 5 yıl içerisinde kıdemli bir yönetici olmayı hedefliyorsanız, kendinize öncelikle hangi aşamalardan geçmeniz ve hangi adımları atmanız gerektiğini sormalısınız. Örnek olarak ekip yönetme tecrübesi nasıl elde edersiniz, yönetsel ve teknik olarak hangi bilgi ve becerileri kazanmalısınız? 

Kazanmanız gereken becerileri belirlemeye çalışırken hem iletişim, ekip yönetme, liderlik gibi genel becerileri hem de şirketiniz ve mesleğiniz ile ilgili spesifik konuları göz önünde tutmalısınız. 

3-) Bağlantılarınızı Arttırın, Güçlendirin

Çalıştığınız kurum aracılığıyla ya da kendi gayretinizle faydalanabileceğiniz herhangi bir öğrenme ya da profesyonel gelişim fırsatını yakalamak için proaktif olun. Bu fırsatlar Online eğitim kursları, akşam kursları ya da hafta sonu düzenlenen eğitimler olabilir. Önemli olan her zaman bilgi peşinde koşmak ve gelişim fırsatlarını yakalamaya çalışmaktır. Bilgiyi kazanmanın en etkili yollarından biri kişisel networkünüzü geliştirmek ve networkünüzün size sunacağı fırsatlardan yararlanabilmektir. Mevcut durumda bağlantıda olduğunuz kişilerden farklı kişilerle görüşmek bakış açınızı ve vizyonununuzu geliştirecektir hatta size yeni fırsatlar sunacaktır. Unutmayın ki networkünüzü geliştirmek çift yönlü bir süreçtir, ne sunduğunuz kadar ne talep ettiğiniz de önemlidir. 

4-) Engellerin Üstesinden Gelmek

Yeni bilgi ve beceri edinme süreci heyecan vericidir ve kişisel tatmin sağlar fakat değişimi gerçekleştirmek için zaman bulmak bazen zor olabilir. Bu nedenle yöneticinizle beraber öğrenme fırsatları üzerinde çalışarak çalıştığını iş yerinin size sağlayabileceği fırsatları değerlendirmeye çalışmalısınız. Bununla beraber iş yerindeki günlük görev sorumluluklarınızı iyi bir şekilde yerine getirmeyi başarmalı ve sizin yerinize iş arkadaşlarınızın kapatması gerekecek boşluklar bırakmamalısınız. Kişinin kendi kendini değerlendirmesi her zaman zordur. Dunning-Kruger sendromu ( Kendinizi gerçekte olduğunuzdan  daha kalifiye görmek)  ve Imposter Sendromu (Kendinizi başarıyı hak etmeyen bir sahtekar gibi hissetmek) hakkında bilgi edinin. Her zaman gerçekte neler başarabileceğiniz (ne eksik ne fazla ?) üzerinde düşünün. 

Son olarak, etkili kişisel gelişim için proaktif olmak, azimli ve gayretli olup vazgeçmemek çok önemlidir. Çalıştığınız kurumun size sunabileceği fırsatlardan ve öğrenme kültüründen faydalanmaya çalışın. Eğer bu şekilde bir fırsatınız yoksa kendi fırsatlarınızı yaratmaya çalışın. 

Design a site like this with WordPress.com
Get started